Karagandılı etno-tasarımcı, Kazakların kadim sanatı olan kemik oymacılığını yeniden canlandırıyor. Yevgeniya Schultz, unutulmaya yüz
tutan sanatı modern yorumlarla yaşatmayı sürdürüyor. Üstelik kendisi Kazakistan’da
bu işle uğraşan tek kadın sanatçıdır. Yevgeniya’nın, göçebe kültüründen ilham
alarak kemik ve boynuzdan oluşturduğu her bir eser, aylar süren yoğun emeğin
ürünüdür. Ulusal motiflerle süslenen özgün çalışmalar; kuyumcu hassasiyeti,
sabır ve profesyonel beceri gerektiriyor. Sanatçı, bu yolculukta ona en büyük
katkıyı Almanya’da eğitim aldığı ustalardan edindiği deneyim sağladığını
belirtiyor. Kemik ve boynuzdan; kaplar, yurt süslemeleri ortaya çıkmakta,
eserler doğal taşlarla süslenerek estetik bir bütünlük kazanmaktadır.
Yevgeniya Schultz, etno-tasarımcı:
“Kemik işçiliği, başlı başına hayranlık
uyandıran ve derinlikli bir sanat dalıdır. İlk olarak sıradan bir kemiği
alıyor, çeşitli kimyasallarla belli oranlarda kaynatıyoruz. Bu oranlara
hassasiyetle uyulmazsa, ortaya çıkacak sanat eseri geri dönülmez şekilde zarar
görebilir. Ardından kemiği kurutarak, özel oyma cihazlarıyla işleme sürecine
geçiyoruz.”
Yevgeniya, on yılı aşkın süredir keçeden tablolar, giysiler ve aksesuarlar
üretmektedir. Yakın zamanda, bozkırın doğasını konu alan “Büyük Bozkır’a Övgü”
adlı eserler dizisini Cumhuriyet Günü kapsamında açılacak bir sergide
sanatseverlerle buluşturmayı planlıyor. Sergide ayrıca sanatçının “Göçebelerin
Felsefesi” adlı tablosu da yer alacaktır.
Diya Yerjanova, Karagandı sakini:
“Yevgeniya’nın eserleri görsel olarak
etkileyici ve tarihsel derinlik içerir. Eskiden nasıl üretildiğini araştırıyor,
geçmişin izinden giderek kendi yorumunu katıyor. Her bir çalışmasına ruhunu,
bilgisini ve yeteneğini kattığını söyleyebilirim.”
Sanatçının kemik ve keçe üzerine yaptığı eserleri ABD, Fransa ve Almanya’da
da büyük beğeni topluyor. Yevgeniya, gelecekte yurtdışında kişisel bir sergi açmayı
hayal ediyor.

