Nükleer santral
inşaatına ilişkin referandum doğrudan demokrasinin en önemli göstergesidir. Referandum,
Kazakistanlıların devlet adına önemli kararlar alma sürecine dahil edilmesine
yönelik cesur bir adımdır. Avrupa Parlamentosu'nun üyeleri ve büyük
uluslararası kuruluşların temsilcileri de bu fikri paylaşıyorlar. Onlar bu
sürecin ülkemizin açık demokratik değer ve standartlara olan bağlılığını bir
kez daha ifşa ettiğini belirtiyorlar. Kazakistan, vatandaşların nükleer enerji
gibi önemli bir konu hakkında görüşlerini ifade etmelerine izin vererek,
ülkenin gelişen demokrasisini ortaya koyuyor ve bu da tam anlamıyla bir
“dinleyen devlet”in çarpıcı bir örneğidir.
Tomas Dzechowski,
Avrupa Parlamentosu üyesi:
- Referandum
demokrasinin bir parçasıdır. Orta Asya'nın tüm ülkelerinde demokratik
değerlerin desteklenmesini ve referandumların yapılmasını her zaman
desteklemeye çalışıyoruz. Kazakistan'ın demokrasi ilkelerini takip ederek büyük
ilerleme kaydetmesinden çok memnunuz. Bunu takdir ediyoruz ve ülkenizdeki
demokratik değerleri geliştirmek için AB kurumuyla işbirliğinizin devamını
sabırsızlıkla bekliyoruz.
Oleg Kopylov, Şanghay
İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreter yardımcısı:
- Kazakistan
hükümetinin insanlara ülke için böylesine ciddi bir konuda seçim yapma fırsatı
vermesinin çok akıllıca olduğunu düşünüyorum. Bunun hassas bir an olduğunu
anlıyoruz ve bu tüm Kazak halkının tercihidir. Biz, ŞİT gözlemci misyonunun bir
parçası olarak, seçim sürecini gözlemlemek için ve hiçbir durumda sonuçlarını
değerlendirmemek için Astana'ya geldik. Bu bizim görevimizdir, Kazak tarafının
daveti üzerine geldik.
Kazakistan'daki referandumun gidişatı ŞİT
misyonunun yanı sıra, Türk Devletleri Teşkilatı, CİCA ve BM gibi büyük
uluslararası kuruluşların temsilcileri tarafından da izlenmektedir.