Mineraller, kayalar, değerli
taşlar ve antik paleontolojik bulgular. Astana Mineraloji Müzesi'nde 2300’e
yakın nadir eser sergileniyor. Bunlar ülkemizin yanı sıra komşu ülkelerden ve
hatta Avustralya, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa ve Afrika'dan getirilen eserlerdir. Burası mineral
çeşitliliği bakımından Orta Asya'da bulunan benzersiz bir müzedir. Onun stokları
sürekli olarak yenilenmektedir. Toplanan taşların en önemli özelliği de doğal
halleriyle korunmuş olmalarıdır. Mesela bu pirit 120 yıl önce Kazakistan
topraklarından bulunmuş. Hiçbir şekilde değişikliğe uğramayan taş, orijinal
halini korumaktadır.
Oljabay İsmailov, Kazakistan’ın
Onurlu jeologu, Mineraloji Müzesinin kurucusu ve müdürü:
- Bu tam müzelik format.
Amerika ve Avrupa'daki müzeleri gezdim ama böyle bir sergi görmedim. Başkentte
böyle bir müze olmalı. Çünkü doğal kaynaklar açısından zengin bir ülkeyiz. Ham
maddeyi satmak ve yatırımcı çekmek için öncelikle elimizdekileri ortaya
koymamız gerekiyor. Bu müzenin misyonlarından biridir. Diğeri daha derin, daha
eğitici maksat taşıyor.
Müzenin temel amacı,
yatakları hazinelerle dolu olan Kazakistan'ın maden zenginliklerini yabancı
konuklara ve ülke sakinlerine tanıtmaktır. Burada sergilenen eserleri hayranlıkla
izlemekle kalmayıp, onları kendi ellerinizle de deneyebilirsiniz.
Murat Sayduakasov, Kazakistan’ın
Onurlu jeologu:
- Jeoloji sadece bir
meslek değil, bilim ve sanatın birleştiği, kendine has romantizmi olan bir
meslektir. Dünyanın iç yapısının güzelliği ve gizemi tam burada görülebilir.
Buraya gelen her çocuk jeolog olmayı hayal ediyor. Bence kariyer rehberliği
almak için bundan daha iyi bir yer düşünmek imkansız.
Müzenin kurucusu Oljabay İsmailov, tüm dünyanın nadir mineralleri öğrenmesini hayal ediyor. Avrupa ülkelerinden gezici sergiler düzenlemesi konusunda sık sık teklifler aldığını söylüyor.

