«Astana Opera»
tiyatrosunda Vincenzo Bellini’nin «Capulet’ler ve Montegue’ler» operasının
prömiyeri, «Operalia» festivali kapsamında sahnelendi. Uluslararası Opera
Akademisi’nin bu yapımı, genç sanatçılar ile usta sahne sanatçılarını bir araya
getiren önemli etkinliklerden biri oldu.
Oyunun sahne
yönetmeni, Kazakistan Onurlu Sanatçısı Evgeniy Çaynikov, sanatçıların provalar
ve prömiyer boyunca tam bir özveriyle çalıştıklarını ve eserin anlamsal,
duygusal derinliklerini adım adım ortaya çıkardıklarını belirtti.
Senfonik orkestranın müzikal eşliği, «Qurmet» ödülü sahibi Ruslan Baymurzin yönetiminde yapıldı. Maestro,
operanın Kazakistan sahnesi için benzersizliğini vurguladı. Partisyonu modern
gerçeklere uyarlama fikrinden vazgeçerek, Juliet ve Romeo’nun düetlerinde
orjinal soprano ve mezzo-soprano vokal kombinasyonunu koruduğunu belirtti.
Ruslan Baymurzın, Astana Opera tiyatrosu orkestra şefi ve yönetmeni, «Qurmet» ödülü sahibi:
- Çalışmada yalnızca Romeo ile Juliet arasındaki aşkı değil, aynı zamanda onların yaşadığı çatışmayı da ele aldık. Bu
çatışmanın belki de, bugün bile güncelliğini koruduğunu söyleyebiliriz. Eserde
siyaset de var, aileler ve fraksiyonlar arasındaki anlaşmazlıklar da... Ne
yazık ki, böyle durumlar hâlâ geçerli. Ama bütün bunların merkezinde, dimdik
ayakta duran bir duygu var o da aşktır. Umuyorum ki seyircilerimiz bu
emeğimizi, çalışmalarımızı ve sahnedeki güzel sesleri takdirle karşılayacaktır.
Romeo rolü, özellikle
ciddi bir vokal eğitimi gerektiriyordu. Bu rolü genç vokalist Vasilisa Savkina
üstlendi. Şarkıcının sadece vokal ustalığı değil, aynı zamanda aktörlük
dönüşümü de büyük bir görevdi. Karakteri genç bir erkek olduğu için,
Savkina’nın alışılmış hareketlerini, yürüyüşünü ve davranışlarını değiştirmesi
gerekti. Vasilisa, her prova ve performansta, erkek imajını sadece vokal olarak
değil, aynı zamanda oyunculukla da yaşayarak bilinçli bir şekilde sürdürmek
zorunda kaldığını belirtti.
Vasilisa Savkina, Romeo rolünün yorumcusu:
- Bellini’nin
Romeo partisi, baştan itibaren dramatik mezzo-soprano için yazılmış bir roldür.
Yani eser, bir opera sanatçısı için, özellikle bir mezzo-soprano için yaklaşık
2,5 oktavlık geniş bir ses aralığı gerektiriyor. Bu da elbette ciddi bir teknik
hazırlık ister. Rolle ilgili çalışmalarıma oldukça erken başladım. Solo
bölümleri 2024 yılının Aralık ayında çalışmaya koyuldum. Genel olarak müzik çok
hoş ve melodik, her şey harika. Ancak teknik zorluklar kesinlikle belirleyici
bir rol oynuyor ve sahnede rahatlamak gerçekten çok zor.
Yapım ekibi, Orta Çağ
atmosferini olabildiğince gerçekçi şekilde yansıtmayı ve operanın dramatik
yapısını vokal, oyunculuk ve görsel sanatların uyumuyla sahnede canlandırmayı
hedefledi.

